Çocukların büyük bir çoğunluğunun özellikle süt dişlenme, karışık dişlenme ve daimi dişlenme döneminde uyku sırasında ve gün içerisinde diş sıktığı ve gıcırdattığı gözlemlenmektedir. Ancak çocuklarda gözlemlenen diş sıkma ve gıcırdatma, normal bir süreç olarak kabul edilerek değerlendirilir.
Dişetlerindeki çekilme iltihaba bağlı kemik kaybı nedeniyle olabildiği gibi; kemik kaybı olmaksızın yanlış fırçalama ve kötü alışkanlıklar da, dişetinin çekilmesine ve kök yüzeyinin açığa çıkmasına neden olabilirler. Çekilmeler hassasiyet, kök çürükleri ve estetik sorunlara yol açabilmektedir. Etken belirlendikten sonra Işık diş hekimleri gerekli tedavi konusunda sizi bilgilendirecektir.
Yüzey özellikleri konusunda yapılan araştırmalar, titanyumun doku dostu olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, implant üretiminde uzun süredir titanyum kullanılmaktadır. İmplantın vücut tarafından reddedilmesi, yani doku reddi oluşması söz konusu değildir. Fakat, iyileşme döneminde gelişen enfeksiyonlar ve hastalar tarafindan ağız hijyenine dikkat edilmemesi, fazla alkol ve sigara tüketimi gibi etkenler; implantın kemik ile birleşmesini engelleyebilir. Buna bağlı olarak implant kaybedilebilir. Düzenli diş hekimi kontrolleri ve iyi bir ağız hijyeni sayesinde implantlarınızın ömrünü uzatabilirsiniz.implant tedavisi hakkında detaylı bilgi için bizi arayabilirsiniz. 0553 853 53 00 0553 730 30 31
Her 20 yaş dişinin ameliyat ile alınması gibi bir kural yoktur. Klinik ve radyolojik muayeneler sonucunda, diş çekiminin hangi yöntemlerle yapılacağına diş hekimi karar vermektedir. Her 20 yaş dişinin çekiminin zor olacağını düşünmek yanlıştır. Çekilmesi düşünülen 20 yaş dişinin konumu, boyutları ve şekli; normal bir diş çekimi ya da ameliyatla dişin alınmasına karar vermemizi sağlar.
Diş tedavileri çok büyük bir çeşitlilik arz etmekte ve pek çok hastada birden fazla tedavi gereksinimi olabilmektedir. Bu tedavilerin doğru olarak planlanması, daha konforlu ve daha kısa süreli tedavi süreçleri sağlamaktadır. Ayrıca her zaman tam bir tedavi planlaması olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle, hangi tedavilerin öncelikli olarak yapılması gerektiğine bu muayene sırasında karar verilir.
Tedavi planlamasının temeli tanıdır. Doğru bir tanıya ulaşabilmek ve özellikle benzer belirtiler gösteren hastalıkları birbirinden ayırt edebilmek için değişik laboratuar tetkiklerinden faydalanılabilir. Tedavi planı öncesi, bu tetkiklerin planlanması da ilk muayene sırasında olur.
Ağız, çene ve yüz bölgesinin insan vücudundan bağımsız bir bölge olmadığı açıktır. Çeşitli sistemik hastalıklar ağız ve çevresinde belirti vermekle birlikte, bazen tedavileri ilgili tıp uzmanlık alanlarınca yapılabilmektedir. Yine planlanan diş tedavilerini olumsuz etkileyen veya diş tedavilerinin olumsuz etki oluşturduğu şeker hastalığı, kalp hastalığı, yüksek tansiyon gibi sistemik hastalıkların varlığı bilindiğinde, hatta şüphelenildiğinde hastayı ilgili uzmana yönlendirmek de ilk muayene sırasında yapılan bir uygulamadır.
Doğal sürme zamanları geldiği halde; çene kemiği içinde kalıp normal konumunu alamayan dişlere, gömülü dişler adı verilir. En sık olarak 20 yaş dişleri, bunları takiben de kanin (köpek) dişleri, sıklıkla çene kemiği içerisinde gömülü kalabilmektedir. Bazı durumlarda, gömülü dişleri ortodontik tedavi ile olması gereken konumlarına sürdürülmektedir. Fakat bunun mümkün olmadığı ve/veya gömülü dişlerin diğer dişlere zarar verdiği ya da enfeksiyon ve patoloji kaynağı oluşturduğu durumlarda; çekilmeleri gerekmektedir.kliniğimizde ortodonti uzmanı bulunmaktadır
Dişte kendiliğinden görülen ağrı, Geceleri artan ve ağrı kesicilerle bile geçmeyen ağrı, Soğuk, sıcak veya dişe temas gibi bir dış etkenle tetiklenen ağrının uzun süre devam etmesi, Dişin etrafında, dişetinde ve/veya ilgili lenf bezlerinde görülen şişlik, Dişin enfekte olması sonucu oluşan fistül veya dişte renkleşme. Bununla birlikte, canlılığını kaybeden dişler herhangi bir şikayete neden olmayabilir. Bu durum, kanal tedavisi ihtiyacının olmaması olarak algılanmamalıdır.